İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü konusuna giriş yapmadan önce Kültür kavramı üzerine okuma yapmamızda fayda olacağını düşünüyorum. Bu durumdan dolayı Kültür kavramı üzerine 2 makale paylaşacağım.
Kültür
Türk Dil Kurumu (TDK): ‘Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin’ olarak tanımlamaktadır.
Kültür, Latince “Cultura” kökünden türetilmiş Fransızca bir kelimedir. Ekin ekmek, yetiştirmek, terbiye etmek anlamlarına gelmektedir.[1]
“Kültürle ilgili kapsamlı ilk tanımlamanın İngiliz Antropolog Tylor’a ait olduğu söylenebilir. O, kültürü ‘kişinin, toplumun bir üyesi olarak kazandığı bilgi, inanç, sanat, hukuk, âdet, gelenek, alışkanlık ve yeteneklerin bütünü’ şeklinde tanımlamıştır.”[2] Bu tanımdan sonra günümüze gelene kadar kültürün birçok tanımı yapılmaya çalışılmıştır.
Ülkemizde kültürü sistemli bir şekilde ilk defa tarif eden Ziya Gökalp olmuştur. O, kültürü şu şekilde tarif eder: “Cemiyetin bütün fertlerini birbirine bağlayan, yani aralarında bir dayanışma vücuda getiren dini, ahlaki, hukuki, bedii, içtimai, iktisadi ve fenni müesseselerin heyeti mecmuasıdır.”[3]
Dönmezer kültürü “daha çok insanın yarattığı hayat tarzı” şeklinde tanımlamaktadır.[4] Marshall ise “sosyal bilimlerde kültür, insan toplumunda biyolojik olarak değil toplumsal araçlarla aktarılıp iletilen her şeyi anlatır” şeklinde tanım getirmiştir.[5] Er’in kültür tanımı “insanın insan tarafından tesis edilmiş ve vücuda getirilmiş çevresidir” şeklindedir.[6]
Turhan kültürün daha geniş bir tarifini yapmaktadır: “Kültür, bir milletin sahip olduğu maddi ve manevi kıymetlerden teşekkül eden öyle bir bütündür ki toplum içinde mevcut her nevi bilgiyi, alakaları, itiyatları, kıymet ölçülerini, umumi statü, görüş ve zihniyetleriyle her nevi davranış şekilleridir. Bütün bunlar birlikte, o cemiyet mensuplarının ekserisin de müşterek olan ve onu diğer cemiyetlerden ayırt eden husûsi bir hayat tarzı temin eder.”[7]
Kültür, insanların içinde yaşadığı sosyal çevre ve şartlara denir. Kültür, insan gruplarının özel başarılarını içeren sembollerle nakledilen kalıplaşmış düşünce tarzı, hisler ve reaksiyonlardır. Kültürün özü geleneksel düşüncelerdir ve bilhassa onlara bağlı değerlerden meydana gelir. Kişilik birey için ne demek ise kültür de bir insan grubu için o demektir. Değişik kültürleri yaratan güçler bir memleketin tarihi, coğrafyası kaynakları gibi faktörlerden doğar. Bu güçlerden meydana gelen önemli değerler ve inançlar insan davranışlarını idare eder, insani ilişkileri kolaylaştırır. Bunlar öyle temel şeylerdir ki varlıkları fark edilmez. Zaten bu görülmezlik, kültürleri kuvvetli yapar ve insan farkına varmadan onun davranışını, algılayışını ve hükümlerini güder.[8]
Kültüre bağlı sıkça kullanılan sözcükler gruplarda bazı konuların ortak olarak paylaşıldığını vurgular. O halde bir grubun kültürü, grubun dış uyum ve iç uyum gibi sorunları çözerken öğrendiği ve tutarlı denebilecek kadar işe yaramış, bu nedenle de yeni üyelere bu problemlere ilişkin olarak algılamayı, düşünmeyi ve hissetmeyi doğru olarak öğreten ortak temel varsayım modelidir. Bu tanım beraberinde üç unsur daha getirir.[9]
Kültür, yeni nesil grup üyelerine aktarılan bir kavramdır. Yeni üyelere öğretilenleri araştırmak kültürün bazı unsurlarını keşfetmek açısından yararlı olabilir ancak kültürün temeli yeni gelenlere öğretilen kurallarda kendini göstermeyebilir. Eğer grubun ortak varsayımları yoksa, yeni üyelerin eski üyelerle ilişkisi kültür oluşturma açısından daha yaratıcı bir süreç olacaktır. Ancak ortak varsayımlar ulaştıran bir araç konumuna gelir. Olay bu şekilde incelendiğinde kültür sosyal bir kontrol mekanizmasıdır.[10]
Gözlemlenebilen davranışlar hem kültürel eğilimlerle hem de yakın çevredeki durumsal olasılıklarla belirlenir. Bu nedenle davranışsal düzenlilikler bireyin benzer deneyimlerle ve de sonradan gelen ortak durumsal uyarıcının yansıması ile meydana gelir. Davranış düzenlilikleri, kültürün tüm katmanlarını inceler sonra kültürün temelinin insan kaynaklı ürünlerle olan ilişkisini açıklar.[11]
İnsan topluluklarının temel davranışlarında o toplumun kültürünün şartladığı davranışlar vardır. Diğer bir deyişle adet üzerine yapılan bu davranışlara kültürel davranışlar ya da kültür değerleri diyoruz. O halde insan davranışını anlamak için kültürün ne olduğunu bilmek gerekir.[12]
Psikolog ve psikiyatrisler gibi antropologlarda insan hayatının işleme nedenlerini araştırmaktadırlar. Kişiliği etkileyen etmenlerin payını saptadığımız ölçüde, isteğe en uygun karakterleri yaratmak üzere, örgün ve yaygın eğitimle Uluslararası farkları ve çatışmaları anlayabiliriz.[13]
KAYNAKLAR
[1] Erkal M., Sosyoloji(Toplumbilim), Der Yayınevi, İstanbul, s.143 (2006)
[2] Haviland W. A., Kültürel Antropoloji, Kaktüs Yayınevi, İstanbul, s.103 (2008)
[3] Gökalp Z., Türkçülüğün Esasları, MEB Yayınları, İstanbul, s.25 (1976)
[4] Dönmezer S., Sosyoloji, Savaş Yayınevi, Ankara, s.116 (1984)
[5] Marshall G., Sosyoloji Sözlüğü, Bilim-Sanat Yayınları, Ankara, s.442 (1999)
[6] Er İ., Din Sosyolojisi, Akçağ Yayınevi., Ankara, s.249 (2008)
[7] Turhan M., Kültür Değişmeleri, Edebiyat Fak. Yay., İstanbul, s.40 (1959)
[8] Tosi L. H., Rizo J., Carroll S., Managing Organizational Behaviour, Blackwell Publishers, Cambridge (1994)
[9] Resource Management, International Personnel and Human Resource Management Conference, Singopare (1987)
[10] [11] Ölçüm M., Örgüt Kültürü, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, Sayı:8, s.179–194 (1996)
[12] Güvenç B., İnsan ve Kültür, Sosyal Bilimler Derneği, Ankara (1972)
[13] Öztürk O., Toplumsal Çocuk Yetiştirme Tarzları ve Kişilik Gelişmesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, Ankara, Cilt 8. Sayı 2 (1965)